Kılıçdaroğlu: Ülkemize barışı, huzuru getireceğiz, kamplaşmayı bitireceğiz

‘SORUNLARIN ÇÖZÜM ADRESİ SANDIK OLACAK’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kentteki bir otelde muhtarlar, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve kooperatif temsilcileri ile bir araya geldi.

Yayınlanma: 19:10 20-10-2022
Güncellenme: 19:10 20-10-2022
Kılıçdaroğlu: Ülkemize barışı, huzuru getireceğiz, kamplaşmayı bitireceğiz

Buradaki konuşmasında ülkenin geleceğinden kaygı duyduklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Ne olacak diyoruz bu memleketin hali. Her birimize sorumluluk düşüyor, bana da sorumluluk düşüyor, sokaktaki vatandaşımıza da sorumluluk düşüyor. Kanaat önderine de ticaret odası, ziraat odası, sivil toplum kuruluşları da sorumluluk taşıyor ve onların da sorumlulukları var. Memleket, bizim memleketimiz ve biz bu sorunları bir şekliyle çözmek zorundayız. Sorunları derinleşmeden çözmek, kronik hale gelmeden çözmek çok daha güzel. Sorunların çözüm adresi elbette ki sandık olacaktır. Dolayısıyla her birimizin sorumluluğu var. Bu sorunların gereğini yerine getirdiğimizde ülkemiz bütün sorunlarını çözebilir" dedi.
Tokat'ta sigara ve şeker fabrikalarının kapatıldığını belirten Kılıçdaroğlu, "Türkiye 34 yıl sonra şeker ithal etmek zorunda kaldı. Bu kadar şeker fabrikamız var, şeker pancarı üreten binlerce çiftçimiz var, ama pancar üretemediler, fabrikaları özelleştirdiler ve Türkiye 34 yıl sonra şeker ithal etmek zorunda kaldı" diye konuştu. 
'DAHA YAŞANABİLİR TÜRKİYE İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ'
Millet İttifakı'nda 6 liderin ülke için bir araya geldiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Her birimiz ayrı partiliyiz, her birimizin ayrı programı var. Her birimiz Türkiye'nin sorunlarını çözmek istiyoruz. Ama Türkiye'yi içinde bulunduğu bu tablodan 6 lider çıkarmak istiyoruz. Daha yaşanabilir Türkiye olsun diye mücadele ediyoruz. Toplum kutuplaştırıldı, kavga eder hale geldik, neredeyse birbirimize selam veremez hale geldik. Türkiye'yi bu kutuplu ortamdan süratle çıkarmamız lazım. Bakın 6 parti hepimiz ayrıyız. Ama 6 parti kucaklaşabiliyoruz, bir araya gelebiliyoruz, oturup konuşabiliyoruz. Türkiye'nin dertlerini bir şekilde dile getirebiliyoruz. Çözüm nasıl olabilir diye çalışıyoruz" dedi. 
'ESNAFIN DERDİNİ ANLATACAĞI BİR YER OLSUN İSTİYORUZ'
Çiftçilerin sorunlarının olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Eğer çiftçiyi toprağa küstürürseniz, çiftçi ekmez. Çiftçi ektiği ürünün karşılığını alamazsa ekmez, zarar eder. Eğer siz çiftçiye pahalı mazot verirseniz, ne yapacak bu çiftçi? İlacı pahalı, gübresi pahalı, tohumu pahalı olursa ne yapacak bu çiftçi? Nasıl geçinecek bu çiftçi? Eğer siz çiftçiyi desteklemezseniz, kanunun ön gördüğü desteği vermezseniz. Kanun diyor, Tarım kanunu 21'inci madde 'Çiftçiye her yıl milli gelirin en az yüzde 1’i kadar destek verilir. Verilebilir değil, verilir' diyor. Bugün 134 milyar lira destek vermesi lazım. 34 milyar lira kadar destek verilmedi şu ana kadar. Aynı şekilde esnaf da perişan halde, esnafın da esnaf kredi kooperatiflerinden veya bankalardan aldıkları kredilerin faizlerini sileceğiz. Esnaf ve çiftçimiz rahat nefes alsın. 'Bu devlet bana sahip çıkıyor' desin. Çiftçi de esnaf da sahipsiz kaldı. Esnaf bugün derdini nereye anlatacak. Bir bakanlık var mı? Milyonlarca esnaf var. Allah nasip ederse göreceksiniz esnaf bakanlığı kuracağız. Esnafın derdini anlatacağı bir yer olsun istiyoruz."
'ÖTV'SİZ VE KDV'SİZ MAZOT VERECEĞİZ'
TARSİM sigortasının Türkiye'nin gerçeklerinden uzak olduğunu, afete uğrayan çiftçi zararının karşılığını alamadığını belirten Kılıçdaroğlu, "TARSİM'i yeniden düzenlememiz lazım. Nasıl düzenleyeceğiz, çiftçi kuruluşlarını çağıracağız. Gelin kardeşim, buradaki sıkıntınız ne? Sorun çözecek olan bakanları da dizeceğiz. Sorunu çözmek için sorunu yaşayanı dinlemek zorundasın. Derdi yaşayanı dinlemezseniz, sorunu çözemezsiniz. Zaman zaman gazetelerden okuyorum, geliyorlar, çiftçinin traktörünü haczediyorlar. Çiftçinin ineği, hayvanı haczediliyor. Tarım aletleri haczediliyor, bunu da kaldıracağız. Bir kanun çıkaracağız, ne traktörü, ne hayvanı haczedeceğiz. Çiftçinin traktörünü haczederseniz bu adam tarlayı nasıl sürecek, borcunu nasıl ödeyecek. Bu uygulamayı da yeniden düzenleyeceğiz. Ayrıca çiftçilere kırmızı mazot vereceğiz. Yani ÖTV'siz ve KDV'siz mazot vereceğiz" ifadelerini kullandı.
'MUHTARLIK KANUNU ÇIKARTACAĞIZ'
Muhtarların demokrasinin temel taşı olduğunu ve onlara yapılan haksızlıkları da düzelteceklerini aktaran Kılıçdaroğlu, "Bağımsız bir muhtarlık kanuna ihtiyaç var. Bunun için çalışmalarımızı yaptık. Meclis’e getirdik. AKP-MHP oylarıyla reddedildi ama Allah nasip eder iktidar olursak muhtarlık kanunu çıkaracağız. Sosyal yardımların da muhtarlar aracılığıyla dağıtılması gerek. Çünkü bir mahallede yaşayan yoksulu en iyi muhtar bilir. Sizin mahallenizle ilgili belediye meclisinde bir karar alınacaksa o toplantıda mutlaka o mahallenin muhtarı katılmalı, hem söz sahibi, hem de karar sahibi olmalı" değerlendirmesinde bulundu.
'DEVLETİN TEMELİNİ LİYAKAT VE ADALET OLUŞTURUR'
Türkiye'nin yeniden inşa edilmesi ve bozulan yapının yeniden düzenlenmesinin gerekli olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bir devlet liyakat ve adaletle yönetilmelidir. Bir devletin yapılmasında işi ehline teslim etmemişseniz o işte çürüme başlar. İşi ehline teslim ettiğiniz zaman devlet mekanizması iyi çalışır. Örneğin merkez bankasının başına mesela bir doktoru getiremezsiniz. Onun işi ayrı, merkez bankasının işi ayrı. Herkesin görevi vardır. Ama iş ehline teslim edilmek zorundadır. Eğer bugün eşi ehline teslim etmezseniz devlette çürüme başlar. Arkeolog ne yapar? Kazı yapar, tarihi eserleri çıkarır, başımın üstüne. Arkeoloğun görevi budur. Siz arkeoloğu getirip Merkez Bankası'na atarsanız o iş olmaz. Merkez Bankası'nda arkeoloğun ne işi var. Bankacılık, finans konusunda eğitim yapan insanları getireceksiniz. Oraya eğer bir güreşçiyi tayin ederseniz, güreşçi ne yapacak. Benim güreşçilere saygım var. Başımın üstünde yerleri var. Ama taş yerinde ağır diye bir atasözümüz vardır. Taş yerinde ağırdır. Sen güreşçi isen Spor Bakanlığı'na git. Ama banka yönetim kuruluna atanırsan bu iş olmaz. O zaman devlette çürüme başlar. Liyakatin önemi şudur; liyakat bir kişinin olduğu yere hak ettiği şekilde gelmesidir. Birisinin torpili ile değil, emeğiyle çalışarak, hak ettiği sürece oraya gelirse o devlette liyakat vardır. Devletin temelini liyakat ve adalet oluşturur. Liyakatin olduğu yerde yolsuzluk, rüşvet olmaz. Liyakat olmazsa herkes çalmaya başlar. Herkes malı götürmeye başlar. Bugün Türkiye'nin temel yaşadığı sorunlardan bir tanesi budur." 

 

Kaynak: DHA
Editör: Onurcan Kurtay - onurcankurtay@ulkedenhaberler.com.tr

Yorum Yazın (Üye olmadan da yorum yazabilirsiniz)
0 Yorumlar
Bizi Takip Edin

ÇOK OKUNANLAR

GÖZDEN KAÇMASIN