Türk-İş Genel Sekreteri Kavlak: İçimize sinmeyen bir şey olursa imzalamayız

TÜRK-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak, asgari ücret rakamı ile ilgili, "Biz bu sene rakam açıklamadık.İşverenler bir rakam açıklasın görelim, bakanlık rakamını söylesin görelim.

Yayınlanma: 13:12 08-12-2022
Güncellenme: 13:12 08-12-2022
Türk-İş Genel Sekreteri Kavlak: İçimize sinmeyen bir şey olursa imzalamayız

Sırtımızda yumurta küfesi yok. Beğenmediğimiz bir rakam çıkarsa 'bunu imzalayacaksın' diye zorlayan da yok. İçimize sinen, toplumun büyük kesimleri tarafından kabul edilebilir bir ücret olursa seve seve imzalarız; ama içimize sinmeyen bir şey olursa bunun altına imza atmayız" dedi. 
Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun ilk toplantısına işçi tarafını temsilen katılan Türk-İş Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, basın toplantısı düzenledi. Kavlak, asgari ücret belirlenirken öncelikle yapılması gerekenin geçim şartlarının belirlenmesi olduğunu belirterek, "Mevzuatımızda asgari ücret; 'işçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen, işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücret' olarak tanımlanmaktadır. Bugün itibarıyla günlük net asgari ücret sadece 183 TL seviyesindedir. Bu tutarla, işçinin ailesiyle birlikte temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi mümkün değildir. İşçiler olarak talebimiz yaşanabilir bir ücretin hep birlikte belirlenmesidir. Öncelikle yapılması gereken, günün fiyatları üzerinden geçim şartlarının belirlenmesidir. Anayasamızın 55'inci maddesi de buna işaret etmektedir" diye konuştu.
'EMEĞİN BÜYÜMEDEN ALDIĞI PAY GERİLEDİ'
Sermayenin büyümden aldığı pay artarken emeğin büyümeden aldığı payın azaldığını söyleyen Kavlak, "Ekonomide rekabeti düşük ücretle sağlamak üzerine yaklaşımlar doğru değildir. Bu anlamda, ekonomik büyümenin sürdürülebilir olması da önemlidir. Bunun için büyümenin kapsayıcı olması gerekir. Çalışan kesimler, ülkede sağlanan büyümeden, eşit biçimde pay talep etmektedir.  Bakınız, son açıklanan resmi rakamlara göre, ülkemiz üçüncü çeyrekte yüzde 3.9 oranında büyümüştür. Ancak geçen yılın üçüncü çeyreğine göre sermayenin bu büyümeden aldığı pay, yüzde 54.6’dan yüzde 55’e yükselmişken, emeğin bu büyümeden aldığı pay, yüzde 29,8’den yüzde 26,3’e gerilemiştir. Bu rakamlar ortadayken, bazı sermaye gruplarının asgari ücret artışının rekabeti engelleyeceği yönündeki açıklamaları, kendilerine işçi değil, köle aradıklarının belgesidir" ifadelerini kullandı.
'ÜCRETLİ ÇALIŞANLAR ÜZERİNDE AĞIR BİR VERGİ BULUNMAKTADIR'
Mevcut vergi sisteminin çalışanların üzerinde bir yük olduğunu bildiren Kavlak, "Çalışanların bir önemli beklentisi de, vergide kalıcı bir adaletin sağlanmasıdır. Ücretli çalışanların yıl içinde yaşadıkları vergi kaybının önüne geçilmesidir. Türkiye’de ücretli çalışanlar üzerinde ağır bir vergi bulunmaktadır. Yılın başında alınan net ücret, vergi kesintileri nedeniyle ilerleyen aylarda giderek azalmaktadır. 2002 yılında gelir vergisi tarifesi brüt asgari ücretin 22,9 katı iken, günümüzde sadece 4,9 katına denk gelmektedir. Her geçen yıl işçinin ücretinden eksilmektedir. Ücretliler genellikle ‘sabit gelirli’ olarak tanımlanır. Oysa mevcut vergi yapısıyla ‘azalan gelirli’ olarak tanımlanması gerekmektedir" diye konuştu.
Dolaylı vergilerin toplam vergi gelirlerinde yüzde 70’lere ulaştığını ve bu durumun çalışanlar üzerindeki yükü daha artırdığını belirten Kavlak "Anayasamızın 73'üncü maddesi gereğince, yapılması gereken, 'az kazanandan az, çok kazanandan çok' vergi alınmasıdır. Oysa Türkiye’de gelir ve kazanç üzerinden alınan verginin yaklaşık 3'te 2'si ücretliler tarafından ödenmektedir. Dolaylı vergilerin ağırlığı da, Türkiye’deki vergi sistemini daha da adaletsiz bir hale getirmektedir. Toplam vergi gelirleri içinde yüzde 70’lere ulaşan dolaylı vergiler çalışanların vergi yükünü daha da artırmaktadır. Dar ve sabit gelirli geniş kesimlerin beklentisi, çağdaş ve adil bir vergi sisteminin oluşturulmasıdır. Bu kapsamda, vergi oranları ile gelir vergisi tarifesinde ücretliler lehine ayrım yapılması gerekmektedir" dedi.
'20 YILDA ASGARİ ÜCRET 30 KAT ARTMIŞ'
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın asgari ücret beklenti anketine ilişkin soruya Kavlak, "Son 20 yılda asgari ücrete 29.8 kat yani 30 kat zam yapılmış. Aynı zaman diliminde ortalama memur maaşları 16 kat artmış, kamu işçisi maaşı 14 kat artmış, ortalama işçi emekli maaşları 16 kat artmış, memur emekli maaşları 13 kat artmış. Yani asgari ücretin 30 kat artmasına rağmen bugün Türkiye niye asgari ücreti konuşuyor? Yetmediği için konuşuyor" dedi.
'SIRTIMIZDA YUMURTA KÜFESİ YOK'
Kavlak, Türk-İş Başkanı Ergün Atalay’ın "Asgari ücret müzakeresi 7 bin 785 TL'den başlayacak, nereye çıkabiliyorsa çıkacak" ifadelerine ilişkin soruya ise "Pazarlıklar oradan başladı diye orada bitecek diye bir kural yok. Biz bu sene rakam açıklamadık. İşverenler bir rakam açıklasın görelim, bakanlık rakamını söylesin görelim. Sırtımızda yumurta küfesi yok. Beğenmediğimiz bir rakam çıkarsa 'bunu imzalayacaksın' diye zorlayan da yok. İçimize sinen, toplumun büyük kesimleri tarafından kabul edilebilir bir ücret olursa seve seve imzalarız; ama içimize sinmeyen bir şey olursa bunun altına imza atmayız" dedi. 
Kavlak, ilk toplantının olumlu bir havada geçtiğini de kaydetti.

Kaynak: DHA
Editör: Onurcan Kurtay - onurcankurtay@ulkedenhaberler.com.tr

Yorum Yazın (Üye olmadan da yorum yazabilirsiniz)
0 Yorumlar
Bizi Takip Edin

ÇOK OKUNANLAR

GÖZDEN KAÇMASIN